TARİHİN SESSİZ SESİ – HAFIZANIN SERGİLEDİĞİ GÜN

Bakü – 08.04.25. /Türkel Media - Sona Abbasaliqizi/: Tarihin nefesi bugün bir kez daha duyuldu. Batı Azerbaycan Topluluğu İdari Binası'nda sadece kitap tanıtımı yapılmadı, bir halkın hafızasındaki geçmiş, acılar, sessiz çığlıklar kelimelere ve renklere dönüştürüldü.
“Batı Azerbaycan: Gerçekler, Belgeler, Gerçeklikler”, “Batı Azerbaycan: Tarihsel Hafızamız” ve “Vatanım, Batı Azerbaycan” albüm kataloğu – bu üç başlık sıradan yayınlar değildi. Koparıldığımız toprakların izlerini taşıyan bir miras olarak ortaya çıktılar. Resim yarışmasının final sergisi, sözcüklerin yetmediği yerde fırçanın konuşabildiğini gösterdi; sessiz resimlerde konuşan bir tarih vardı.
Aziz Alekberli'nin açılış konuşması sadece bir sunum değil, unutulmaması gereken bir hafızanın savunusuydu. Misir Mardanov'un söyledikleri, bu hafızanın akademik olarak korunmasının ne kadar önemli olduğunun bir göstergesiydi; çünkü tarih sadece geçmişin değil, geleceğin de yol haritasıdır.
Malahat İbrahimkızı'nın vurguladığı gibi bu girişimler, milli kimliğimizi geleceğe taşıyan köprülerdir. Mahira Hüseynova'nın konuşması mantıksal bir gerçeğe değiniyordu: Siz gerçeği belgelerle anlatmazsanız, başkaları sizin adınıza yalan söyler.
Fazıl Mustafa'nın dile getirdiği akılcı ve duygusal sentez belki de bu olayın ruhunu en doğru şekilde dile getiren düşünceydi. Tarih sadece sayılardan ve olgulardan ibaret değildir; aynı zamanda bir histir, bir ateştir, içimizdeki boşluğun adıdır.
Farruh Rustamov bu yolun devamlılığının önemli olduğunu düşünüyordu. Haklıdır. Unutulan her yıl, susturulan her anı, gelecek nesillere vurulan bir darbedir.
Ve son olarak... Nazım Mustafa konuştu. Bu sözün arkasında yılların emeği, vicdanı ve acısı vardı. Bu kitapların yazarı sadece bir tarihçi değil, göç yolunu kat edenlerin izlerini kâğıt üzerinde ölümsüzleştiren bir tanıktır.
Bugün Batı Azerbaycan'ın adı anıldığında sessiz bir dua fısıldıyor havaya: "Geri dönsün..."
Bugünkü sunumumuzda duanın söze, sanata, bilime dönüştüğünü gördük.