Türk geleneği...

Bakü – 02.12.25. Afet Möhbali /Türkel Media/: 2. Türk geleneği, yalnızca toplum düzenini düzenleyen yasal ve ahlaki bir çerçeve değil, aynı zamanda bireyin varoluşunu değerli kılan manevi bir sistemdi. Bu sistemde, kişinin kişiliğine, bireysel tercihlerine ve iç özgürlüğüne büyük saygı gösterilmiş ve her bireyin iradesi Tanrı tarafından verilmiş bir hak olarak değerlendirilmiştir. Ancak gelenek, bireysel özgürlüğü tamamen sınırsız ve sorumsuz bir özgürlük olarak kabul etmemiş, ancak bir şartla: Kişinin istek, tercih ve davranışları devletin genel çıkarlarına, halkın birliğine ve geleneğin temel ilkelerine aykırı olmamalıdır. Çünkü belirtildiği gibi, bir toplumda herkes bildiği gibi davranırsa, devlet düzeninden, toplumsal dayanışmadan veya kültürel mirastan eser kalmaz. Ne yazık ki, modern dünyada geleneğe aykırı davranışların artması, devlete, halka, aileye ihanet edenlerin artması, aile kurumunun zayıflaması ve ahlaki yozlaşma süreçlerinin yaşanması da tam olarak bu nedenden kaynaklanmaktadır. Zamanla, bireysel özgürlük adı altında, kişisel istek ve çıkarlar, ulusal ve devlet çıkarlarının önüne geçmiştir.

Bazı tarihî dönemlerde, özellikle işgal yıllarında, bu yanlış düşünce, Türklerin zihnine, kültürlerini yok etmek, devlet geleneğini zayıflatmak ve toplum birliğini parçalamak amacıyla kasıtlı olarak aşılanmıştır. Ne yazık ki, bunu başarabilmiş gibi görünüyorlar.
Devlete, halka, aileye ve milli değerlere aykırı davrananlara ağır ve objektif cezalar uygulansaydı ve en önemlisi, sıradan vatandaşlar ve devletin başındakiler bu konuda aynı tavrı sergileseydi, bugün ne kültür bu kadar zedelenir, ne aile kurumları erozyona uğrar, ne de rüşvet, yolsuzluk ve diğer anti-demokratik durumlar yaygınlaşırdı.

Tüm bu nedenlerle, tek çıkış yolumuz özümüze, atalarımızın yadigarı olan kültüre dönmek ve milli kimliği, devleti ve toplumsal düzeni koruyan köklere sahip çıkmanın yollarını aramaktır.