Şuşa Deklarasyonu - Birlik ve Kardeşliğin Tarihi Zirvesi

15-06-2025, 15:32
Oxunub: 434
Çap et
Şuşa Deklarasyonu - Birlik ve Kardeşliğin Tarihi Zirvesi

Bakü – 15.06.25. /Türkel Media/: 15 Haziran 2021, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkilerde stratejik ortaklığın en üst aşamasına geçişi simgeleyen önemli bir olay olarak hatırlandı. Azerbaycan ve Türkiye arasında imzalanan Şuşa Deklarasyonu, Güney Kafkasya'da yeni bir siyasi istikrar ve güven ortamının temelini attı. O gün, Şuşa Deklarasyonu, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında, Ermenistan işgalinden kurtarılmış Karabağ'ın incisi Şuşa'da imzalandı. Bu belge, sadece iki kardeş ülke arasında değil, aynı zamanda Türk dünyasının bir bütün olarak jeopolitik haritasında da önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

Bu düşünceler, “Kimsesiz Çocukların Sosyal Güvenliği” STÖ-nün başkanı,
Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi, Cumhurbaşkanlığı ödülü sahibi Lamiya İsazade
tarafından tarihi Şuşa Deklarasyonu'nun imzalanmasının yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada dile getirildi.

"Karabağ'ın tacı Şuşa'da gerçekleşen bu tören, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyordu. Şuşa Deklarasyonu, sadece iki devlet arasındaki hukuki bir belge değil, aynı zamanda Türk dünyasına, bölgeye ve tüm dünyaya açık bir mesajdır. Azerbaycan ve Türkiye sadece dost ve kardeş değil, aynı zamanda askeri-siyasi müttefiklerdir. Bu ilişki artık tek millet, iki devlet, tek ordu, tek irade ve tek güç formatında devam etmektedir. Bu belge aynı zamanda gelecek nesiller için bir yol haritasıdır. Özgürlük, birlik, güvenlik ve sürdürülebilir ilerleme yolunda ortak yürüyüşün resmi bildirgesidir. Bu anlamda 15 Haziran tarihi, sadece geçmişin zaferini değil, aynı zamanda geleceğin birliğini ve gücünü de simgelemektedir" - dedi Lamiya İsazade.

Şuşa Deklarasyonu siyasi, ekonomik, askeri, savunma sanayi, ulaştırma, enerji ve insani alanlarda iş birliğini kapsamaktadır. Deklarasyon'un en önemli yönlerinden biri, her iki devletin birbirlerinin güvenliğini sağlamak için karşılıklı destek sağlayacağına dair açık ifadedir. Bu madde, aslında, Türkiye'nin Azerbaycan'ın güvenliğini doğrudan garanti ettiğini ve aynı zamanda her iki ülkenin de bölgede istikrar ve barışı korumak için birleşik bir tutum sergilediğini göstermektedir.

Şuşa Deklarasyonu'nun Şuşa şehrinde imzalanması sembolik ve stratejik öneme sahiptir. Azerbaycan'ın egemenlik ve toprak bütünlüğü için verdiği mücadelenin, 44 günlük Vatanseverlik Savaşı'nın sonuçlarının ve Türkiye'nin bu süreçteki desteğinin sembolü olarak kabul edilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şuşa'yı ziyareti ve burada Azerbaycan bayrağının yanında Türk bayrağının dalgalanması, Türk dünyasına ve uluslararası topluma güçlü bir siyasi mesajdı. Türk Birliğine Doğru Şuşa Deklarasyonu, Türk Devletleri Örgütü'nün entegrasyon süreçlerine de önemli bir katkı sağlamıştır. Deklarasyon, askeri tatbikatları, savunma sanayiinde ortak projeleri ve kültürel iş birliğini teşvik etmektedir. Bu, yalnızca ikili ilişkilerin değil, aynı zamanda Türk dünyasının ortak çıkarlarının da güçlenmesini sağlar.

15 Haziran, Azerbaycan tarihinde iki kat daha önemli bir gündür. Bu tarih hem Ulusal Kurtuluş Günü hem de Şuşa Deklarasyonu'nun imzalandığı gün olarak anılmaktadır. Bu belge, iki devletin sadece dost ve kardeş değil, aynı zamanda müttefik olduğunu kanıtlamıştır. Şuşa Deklarasyonu, gelecek nesillere, Türk dünyasına ve uluslararası topluma açık bir mesajdır. Azerbaycan ve Türkiye, tek millet, iki devlet olmanın yanı sıra artık tek ordu, tek irade ve tek güçtür!