DataLife Engine > Gündəm / Siyasət > 12 Eylül 1980 Darbesi...

12 Eylül 1980 Darbesi...


12-09-2025, 10:08. Разместил: admin
12 Eylül 1980 Darbesi...

Ankara – 12.09.25. Hacı Ahmet Şimşek /Türkel Media/: Cumhuriyet tarihi boyunca askerî müdahaleler, siyasal gelişmelerin yönünü belirleyen en önemli kırılma noktalarından biri olmuştur. Bu müdahalelerden en kapsamlı ve derin etkili olanlarından birisi de şüphesiz 12 Eylül 1980 darbesidir. Siyasal kutuplaşmanın şiddet olaylarına dönüştüğü, parlamentonun işlevsizleştiği ve ekonomik krizin toplumsal huzursuzluğu artırdığı bir dönemde gerçekleşen bu müdahale, yalnızca dönemin siyasal aktörlerini değil, sonraki kuşakları da doğrudan etkilemiştir.

12 Eylül’ün en dikkat çekici sonuçlarından biri, toplumsal ve siyasal alanda açtığı derin uçurumdur. Darbe yönetimi, bir yandan siyasal partileri kapatarak ve liderlerini yasaklayarak demokratik temsil mekanizmalarını felce uğratmış, diğer yandan sendikalar ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki baskılarla örgütlü toplumun gelişimini engellemiştir. Bu yönüyle 12 Eylül, yalnızca otoriter bir yönetim biçimi inşa etmemiş, aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde uzun yıllar hissedilen kurumsal ve toplumsal boşluklara yol açmıştır.

Darbe sonrası uygulamalar, dinî ve kültürel yapılar açısından da çelişkili bir tablo ortaya koymuştur. Cumhuriyet’in erken döneminde tarikat ve cemaatlerin büyük kısmı, devletin bağımsızlığını ve toplumsal bütünlüğünü tehdit eden dış bağlantıları nedeniyle kapatılmıştır. Mareşal Fevzi Çakmak’ın, “tarikatların ipinin dışarıda olduğu” yönündeki sözleri, dönemin güvenlik algısının özeti niteliğindedir. Buna rağmen, Mevlevilik ve Bektaşilik gibi kültürel değerleri öne çıkan geleneklere dokunulmamış olması, lâiklik uygulamalarının toptancı değil, seçici bir anlayışla yürütüldüğünü göstermektedir.
12 Eylül yönetimi ise bu tarihsel tecrübeden ders çıkarmamış, görünürde tarikat ve cemaatlere mesafe koyarken, aslında bazı yapılar için fiilen korunaklı bir alan oluşturmuştur. Bu durum, özellikle seksenler sonrasında hızla güç kazanan ve devlet kurumlarına sızarak uzun vadede büyük bir tehdit haline gelen malum ve benzeri yapılanmaların önünü açmıştır. Böylece 12 Eylül, yalnızca mevcut demokrasi kültürünü zedelemekle kalmamış, gelecekteki güvenlik krizlerinin de zeminini hazırlamıştır.

Sonuç olarak, 12 Eylül 1980 darbesi, Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemeçlerinden biridir. Bu müdahale, otoriter bir siyasal iklim yaratmasının yanı sıra, demokratikleşme sürecini geri plana itmiş, art niyetli cemaat ve tarikat yapılanmalarının kontrolsüz biçimde güçlenmesine imkân sağlamıştır. Bugün 12 Eylül’ü anmak, yalnızca geçmişin acılarını hatırlamak anlamına gelmemekte; aynı zamanda darbelerin demokrasiyi güçlendirmek yerine zayıflattığını ve toplumsal dokuda onarılması güç yaralar açtığını idrak etmek bakımından da önem taşımaktadır.

Yazımı Âkif'in şu sözleriyle bitiriyorum:
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
«Târîh»i «tekerrür» diye ta’rîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Вернуться назад