Karabağ’da barış, Moskova’da kriz: Rusya Güney Kafkasya’daki hakimiyetini yitiriyor
19-08-2025, 17:46. Разместил: admin

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kadir Ertaç Çelik, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ABD’de gerçekleşen barış görüşmeleri hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmede bulundu.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kadir Ertaç Çelik, 9 Haziran 2025 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde gerçekleşen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasındaki barış görüşmeleri neticesinde ortaya çıkan barış antlaşması metni hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmede bulundu.
Dr. Çelik Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki meselenin 1880’lü yıllara dayandığını dile getirerek, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına yakın bir dönemde güç boşluğundan faydalanmak isteyen Ermenistan’ın saldırgan bir tutumla Azerbaycan ile arasındaki Karabağ meselesini savaşa dönüştürdüğünü aktardı. Çelik, Karabağ sorunu olarak adlandırılan, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi probleminin Güney Kafkasya'da istikrarsızlığın en temel unsurlarının başında yer aldığını belirtti.
“İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI AZERBAYCAN’IN ZAFERİYLE SONUÇLANDI”
“Şubat 1988’de başlayıp 1994 yılında son bulan Birinci Dağlık Karabağ Savaşı’nın ardından 30 yıl sonra İkinci Dağlık Karabağ Savaşı 27 Eylül 2020 tarihide cereyan etti.” bilgisini veren Çelik, İkinci Karabağ Savaşı’nın Ermenistan’ın revizyonist ve saldırgan tutumuna rağmen 44 gün sonra Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlandığını dile getirdi.
“RUSYA’NIN SONA ERDİREMEDİĞİ BİR MESELEDE ABD İNİSİYATİF ALDI”
İkinci Karabağ Savaşı’nın fiilî anlamda çözülmüş olsa da hukukî anlamda bir barışın henüz tesis edilmediğini kaydeden Çelik, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden iktidara geldikten sonra ilk gününden itibaren dünyadaki bütün çatışma ve krizlere son vereceğine dair bir perspektifle hareket ettiğini belirtti. Bu kapsamda Çelik, Kafkasya jeopolitiğinde öne çıkan Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ Savaşı’nın ardından barış görüşmeleri meselesinde sorunun çözümü için Trump’ın inisiyatif alarak bir girişimde bulunduğunu aktardı. Çelik, “Trump'ın bu girişimi ona uluslararası sorunları çözen bir aktör imajı kazandırdı. Ayrıca ABD’nin hegemon güç olduğunun bir göstergesi olarak okunması gereken bir durum. Çünkü Rusya'nın arka bahçesi olarak tanımlanan bir coğrafyada Rusya'nın sona erdiremediği bir meselede ABD tavır aldı.” ifadelerini kullandı.
“RUSYA’NIN KAFKASYA’DA ZAYIFLAMASI AÇISINDAN AZERBAYCAN İLE ERMENİSTAN ARASINDA BİR BARIŞ ANLAŞMASI ÖNEM ARZ EDİYOR”
Rusya’nın hem İkinci Karabağ Savaşı döneminde hem de Ukrayna ile savaşı döneminde ülkelerle yaşadığı gerginliğin etkisiyle de yavaş yavaş zayıflamasının ve Kafkasya’daki etkisini yitirmesinin söz konusu olduğunu belirten Çelik, bu durumun Kafkasların ardından Hazar jeopolitiği ve Türkistan’a uzanan hat açısından Azerbaycan ile Ermenistan arasında yapılacak olan barış anlaşmasının önem arz ettiğini kaydetti.
“ORTA KORİDORDA ABD VARLIĞI ARTACAK”
Öte yandan Çelik, ABD’ye Zengezur Koridorunun 99 yıllığına işletilmesi hakkının verilmesinin, aynı zamanda ABD’nin Ermenistan ile askerî tatbikat maksadıyla askerlerinin bölgeye yerleştirmesinin Kafkasya’dan Türkistan’a kadar uzanan orta koridor hattı boyunca ABD varlığının pekiştiği anlamına geldiğini ifade etti. Çelik, “Bu durum bir anlamda Rusya'nın sınırlandırıldığı, İran'ın çevrelendiği, Çin'e karşı koridorlar rekabeti üzerinden bir set çekildiği önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.” yorumunda bulundu.
“SOVYETLER BİRLİĞİ DAĞILDIKTAN SONRA RUSYA KAFKASYA’DAKİ ETKSİNİ KAYBETTİ”
Çelik, bugüne kadar Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaşın ardından görüşmelerin hep Rusya ev sahipliğinde gerçekleşmesinin ardından ilk kez ABD ev sahipliğinde iki taraf arasında barış müzakereleri gerçekleşmesi konusunda, “Sovyetler Birliği döneminde Rus hegemonyası altında kalmış; gerek ekonomik, gerek siyasal anlamda Rusya arka bahçesi haline gelmiş Kafkasya bölgesinde Rusya kendisi dışında herhangi bir aktörün güç olarak bölgeye girmesine Soğuk Savaş dönemi boyunca izin vermedi. Soğuk savaş sonrası dönemde de bu bağlamda arka bahçesi olarak tanımladığı bu bölgelerde, başta ABD olmak üzere Batılı veya diğer güçlerin nüfuz elde etmesine müsaade etmedi. O dönemde hem ekonomik, hem askerî hem de siyasî anlamda Sovyetler Birliği’ne ciddi bir bağlılık söz konusuydu. Ama artık 1990’lı yıllardan itibaren Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Doğu Blokundaki devletlerin bağımsız devletler olarak uluslararası sisteme dahil olmalarıyla birlikte iç ve dış dinamiklerinde önemli aşamalar kaydettiler. Bu bağlamda Azerbaycan da Ermenistan da Batı ile ilişkiler tesis etmeye başladı.” şeklinde ifade etti.
“ABD, ZAYIFLAYAN RUSYA KARŞISINDA ORTAYA ÇIKAN BİR KÜRESEL GÜÇ”
Çelik, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Azerbaycan’ın ABD ile, Ermenistan’ın da Avrupa ile yakın ilişkiler kurduğunu dile getirdi. Rusya’nın arka bahçesi olarak nitelendirdiği Kafkasya bölgesinde hem iç, hem dış, hem de ekonomik ve askerî problemlerinden dolayı gücünün önemli oranda azaldığını vurgulayan Çelik, bu kapsamda Rusya’nın küresel güç olma konusundaki yeteneklerini de kaybettiğini belirtti. Dolayısıyla Çelik, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış görüşmelerinin ABD ev sahipliğinde yapılmasının zayıflayan Rusya karşısında ortaya çıkan bir küresel güç olması nedeniyle gerçekleştiğini kaydetti.
“ZENGEZUR KORİDORU TÜRK DÜNYASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Zengezur Koridoru'nun niteliği hakkında bilgi veren Çelik, koridorun Anadolu ile Kafkasları, Hazarı ve Türkistan coğrafyasını Moğolistan steplerine kadar bağladığını dile getirdi. Bu bağlamda Zengezur Koridoru'nun Türk dünyası için çok önemli bir rota olduğunu vurgulayan Çelik, koridorun bir diğer önemli özelliğinin de Orta Koridorda yer alması olduğunu aktardı. Zengezur Koridoru’nun Ermenistan bölgesinde 99 yıl süreyle ABD işletmesinde olduğunu dile getiren Çelik, “Bu durum ABD'nin bölgedeki varlığını perçinleyecek ve bölgeye girmesinin önünü açacak bir girişim. ABD'nin bu şekilde bölgeye girmesiyle birlikte bölgeye ekonomik anlamda ciddi yatırımlar yapılması söz konusu olabilir.” dedi.
“ZENGEZUR KORİDORU İLE TÜRK DEVLETLERİYLE ABD İLİŞKİLERİNDE İVME GERÇEKLEŞEBİLİR”
Ayrıca Çelik, Zengezur Koridoru'yla birlikte Türk dünyası coğrafyasında ciddi bir ekonomik hattın hayata geçirileceğini belirtti. Bu ekonomik hat ile Türkiye üzerinden Batıya uzanan bir ekonomik hinterlandın beraberinde geleceğini aktaran Çelik, Türkistan'daki, Hazar'daki ve Kafkasya'daki hidrokarbon, petrol, doğal gaz gibi kaynakların pazarlara ulaştırılması ve bölgenin ciddi anlamda bir ekonomik zenginlik elde edeceğini açıkladı. Bununla ek olarak Çelik, “ABD'nin bu zengin koridorda bulunması bağlamında Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile daha fazla yakın ilişki içinde olabilir. ABD, Türkiye ve Azerbaycan'la daha pozitif ilişkiler yürütebilir.” ifadelerini kullandı. Bundan dolayı Çelik, Zengezur Koridorunda böyle bir uluslararası dengenin oluşmasının Türkiye açısından avantajlar sağlayabileceğini ve Kuzey Atlantik İşbirliği Örgütünün (NATO) bir anlamda bölgeye girmesi anlamına geldiğini belirtti.
Çelik, Zengezur Koridoru bölgesinde ekonomik güzergâhların açılması, ticaret rotalarının oluşturulması ve bölgenin refahına katkı sunacak projelerin hayata geçirilmesi gibi eylemlerle bölgeye refah ve güvenlik konularında önemli katkılar sağlanacağını, aksi takdirde rekabetin bölgeyi istikrarsızlaştırmaya süreceğini kaydetti.
Вернуться назад