Azerbaycan'ın Yeni Dünya Düzeni'ne İmzası
11-08-2025, 12:00. Разместил: admin

Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin ABD’de imzaladığı belge, bölgenin gelecekteki güvenlik ve iş birliği mimarisini belirliyor. 8 Ağustos 2025 tarihinde Washington’da imzalanan üçlü Bildiri, Güney Kafkasya’da onlarca yıldır süren gerginlik döneminin sona ermesi yönünde atılmış en ciddi siyasi adımlardan biri olarak tarihe geçti. Belge hem diplomatik bir metin hem de siyasi bir mesaj olarak tarafların uzun vadeli barış ve iş birliği iradesini teyit ediyor.
Bildiri’nin ilk maddesinde iki devlet arasında barış anlaşmasının ön imzası ve en kısa sürede tamamlanmasına dair mutabakat dikkat çekiyor. Bu, yıllardır süren müzakerelerin somut bir belgeye dönüşmesi anlamına geliyor. Aynı zamanda AGİT’in Minsk süreci ve buna bağlı mekanizmaların kaldırılmasına dair ortak çağrı, Karabağ meselesinin uluslararası gündemde resmen kapandığını gösteriyor. Bu adım, çatışmanın gelecekte üçüncü taraflarca yeniden gündeme getirilme ihtimalini asgariye indiriyor.
Belgede yer alan ulaşım bağlantılarının açılması ve devletlerin egemenliğine saygı ilkesi çerçevesinde “engelsiz” iletişimin kurulması özel bir öneme sahiptir. Azerbaycan için bu, Nahçıvan ile kara yolunun yeniden sağlanması; Ermenistan için ise uluslararası ticaret rotalarına erişimin genişletilmesi anlamına geliyor. Özellikle “Uluslararası Barış ve Refah İçin Trump Koridoru” (TRIPP) projesi sadece siyasi bir sembol değil, aynı zamanda ekonomik ve lojistik açıdan da dikkat çekiyor. ABD’nin bu projede ortak ve yatırım merkezi rolünü üstlenmesi, projeye jeopolitik değer katıyor.
Bildirinin 5. maddesinde “intikam girişimlerinin tamamen reddedilmesi” tarafların gelecekte silahlı çatışmalara kapıyı kapatma niyetini ortaya koyuyor. Bu aynı zamanda iç kamuoylarına da net bir mesajdır: çatışma dönemi kapanmıştır ve yeniden açılmayacaktır! Toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerinin vurgulanması, Alma-Ata Bildirisi ile hukuki zemin pekiştirilerek bölgenin yeni güvenlik konsepti şekillendiriliyor.
Aynı zamanda Washington’da imzalanan üçlü Bildiri, 10 Kasım 2020 tarihinde Rusya Devlet Başkanı V. Putin’in katılımıyla imzalanmış olan üçlü bildirinin siyasi ömrünü fiilen sona erdirmiştir. 10 Kasım bildirisi savaşı durdurmak için gerekli olsa da, maddelerinin uygulanmasında ciddi eksiklikler bulunuyordu. Washington belgesi ise yeni gerçekler ışığında Azerbaycan’ın tüm taleplerini yansıtarak sürece son noktayı koydu.
Washington Bildirisi'nin en önemli jeopolitik sonuçlarından biri, Rusya’nın yıllardır koruduğu “post-Sovyet alanı” anlayışının gerçek anlamda geçersiz hale gelmesidir. İki yüzyıldır Avrasya’da var olan ve Moskova’nın bölgesel hegemonyasını meşrulaştırmak için kullandığı bu kavram, ilk kez uluslararası bir belgede geçersiz kılındı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın diplomatik iradesi ve İlham Aliyev’in siyasi ağırlığı sayesinde Rusya, Kafkasya’daki arabuluculuk rolünün dışına itildi. Bu yalnızca Azerbaycan-Ermenistan süreci için değil, genel olarak Avrasya bölgesinde jeopolitik haritanın yeniden çizilmesi anlamına geliyor. Rusya’nın 300 yıllık “genişleme” politikası tarihinde ilk kez sınırlanma aşamasına giriliyor.
2020’deki 44 günlük Vatan Savaşı’nda “Muzaffer Başkomutan” olarak tarihe geçen İlham Aliyev, bu kez “Muzaffer Baş Diplomat” unvanını kazandı. Washington’da imzalanan Bildiri, Azerbaycan’ın diplomasi sahasındaki en önemli zaferlerinden biridir. Bu başarının temelinde Karabağ üzerindeki egemenliğin tamamen sağlanması, yeni jeopolitik gerçekliklerin yaratılması ve uluslararası alanda Azerbaycan’ın itibarının pekiştirilmesi yatıyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Washington’daki konuşması bir kez daha gösterdi ki, Azerbaycan’ın tutumu nettir: adil barış, eşit haklara dayalı ilişkiler ve karşılıklı saygı! Bu sözler sadece diplomatik protokol ifadeleri değil, aynı zamanda halkın yıllardır beklediği umudun somutlaşmış halidir.
Washington belgesi devletimizin bir diğer zaferidir, çünkü Ermenistan Azerbaycan’ın tüm şartlarını kabul etmiştir. Bu da demektir ki, nihai barış anlaşması artık sadece bir zaman meselesidir ve süreç yalnızca Ermenistan’da yapılacak anayasa referandumuna bağlıdır. Washington belgesine “Trump Yolu” ifadesinin eklenmesiyle bu rota uluslararası diplomatik terminolojiye resmen girmiştir. Daha önce Rusya sadece “Zengezur Koridoru” ifadesinin belgelere girmesini istememiş, hatta bunu engellemişti. Şimdi ise bu yolun uluslararası düzeyde tanınması, Azerbaycan’ın stratejik hedeflerine yeni fırsatlar sunmaktadır. Bununla birlikte, Azerbaycan diplomasisinin önündeki bir sonraki görev, “Zengezur Koridoru” ifadesini de resmî uluslararası belgelere dâhil ettirmektir. Bu, tarihî adaletsizliğe karşı bir tepkinin simgesi ve millî duruşun teyidi olacaktır.
Washington zirvesi yalnızca Güney Kafkasya için değil, dünya siyaseti için de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu görüşmenin ABD’nin başkentinde gerçekleşmesi doğaldır, fakat sürecin uzun yıllar ABD’nin arzu etmediği bir yönde, Azerbaycan’ın şartları temelinde sonuçlanması, o kadar dikkat çekici ve gurur vericidir. Gerçekten de İlham Aliyev, bölgeye barışı getiren lider olarak tarihe geçti. Ancak bu barış, aslında küresel güç dengesinde yeni bir düzenin ilk adımıdır.
ABD, Avrupa Birliği ve bölge ülkelerinin mutabakatı ile şekillenen bu yeni gerçeklik, Azerbaycan’ın yalnızca askerî değil, diplomatik gücünün de teyididir. Bu, küçük bir devletin büyük güçler masasındaki çıkarlarını koruyabilme yeteneğinin en parlak örneğidir.
8 Ağustos 2025 tarihi, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in siyasi iradesi, öngörüsü ve diplomatik ustalığı sayesinde Azerbaycan tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak hatırlanacaktır. Bu dönem sadece Zengezur’dan Nahçıvan’a uzanan bir yolun açılması değil, aynı zamanda Kafkasya’dan başlayan yeni dünya düzenine atılmış önemli bir adımdır. Washington Bildirisi, Güney Kafkasya için sadece diplomatik bir belge değil, aynı zamanda bir siyasi yol haritasıdır. Başarısı, tarafların verdikleri taahhütlere sadakatine, bölgesel güçlerin yıkıcı etkilerine karşı durabilmesine ve uluslararası desteğin sürekliliğine bağlı olacaktır. Azerbaycan için bu belge, devletin diplomatik gücünü ve bölgesel liderlik statüsünü bir kez daha teyit etmektedir.
Lamiya İsazade,
Yazar, STK Başkanı.
Azerbaycan, 11 Ağustos 2025
Вернуться назад