DataLife Engine > Gündəm / Mədəniyyət > Saygıyla anıyoruz...

Saygıyla anıyoruz...


1-12-2025, 09:09. Разместил: admin
Saygıyla anıyoruz...

Bakü – 01.12.25. Tapdıg Alibeyli /Türkel Media/: 1 Aralık - Halk Şairi Memmed Araz'ı Anma Günü. Azerbaycan dünyasından dünyaya bakan, vatan toprağını öven ebedi muktadir şairimizin ruhu şad olsun!

Yaşadığı dönemde yazdığım "Sözcüklerin katmanı tazeleniyor" ithaf şiirimde ve ölümünden etkilenerek yazdığım "Sözcükler galaksisinde şiir takımyıldızı" düşüncelerimin yansımasında ustanın aydınlık anısını saygıyla anıyorum.

SÖZCÜKLER GALAKSİSİNDE ŞİİR TAKIM YILDIZI

Yolum neredeyse her gün "Subaylar Bahçesi"nden geçiyor. Yazı işleri ofisimiz bu bahçenin eteklerinde yer aldığından, benim de ana ulaşım aracım buradan geçiyor. Bahçede, gövdesi yarı yanmış ve içi kömürleşmiş bir dut ağacı var, dikkat etmeden geçemiyorum. Buradan geçerken, "Amca" diye hitap ettiğimiz eşsiz şair Mammad Araz'ın anısı beni büyülüyor.

...Mammad Araz'ın solgun ama ışıl ışıl yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Nisan ayının baharının yumuşaklığı, şairi biraz yumuşatmış ve etkilemiş gibiydi. Elinde tuttuğu asaya yaslandı ve hayranlıkla kömürleşmiş ağaca baktı. (Bakın, Mammad Amca neler düşünüyordu, aman Tanrım?!) Şairin "yaşayan asası" - her zaman ona bakan ve "Dede" diye hitap eden arkadaşımız Mais - nedense şairden uzak durmuş, düşüncelere dalmıştı. Belki de şairi düşüncelerinden uzaklaştırmak, "yalnızlığını" önlemek istiyordu... Mammad Araz'ın bakışları ve dikkati, dut ağacının "iyileşmiş yarası"ndaydı. Şairin bu halini uzun süre kenardan izledim. Handan-han'a yaklaştım ve ziyaret ettim... Şairin bakışlarında bir benzerlik vardı... Baharın ışıltılı çağında yeşilliklerle kaplı bu köşeyi görünce, neden kendini bu "yaralı" dut ağacının görüntüsüne kaptırmıştı?..

Belki de doğadaki kaderinin benzerliğini son kez izlediği için, hayatının son yılında düşen bu bahara veda ediyordu?.. Belki de bu baharın kendisi için son bahar olduğu yüreğine işlemişti...

...Mammad Araz, 72. yılında (1 Aralık 2004) vefat etti. Mammad Araz'ın dünyası ebedi ve değişmezdir. Ruhumuzun tesellisi ve manevi dünyamızın aynası olan şiir, duyguları okşadığı sürece, Mammad Araz'ın edebi mirası, zamanın ruhuna nüfuz edecek ve her nesil Mammad Araz'ın dünyasını ruhunda saklayıp yaşayacaktır.

Doğu'nun büyük düşünürlerinden Mevlana Celaleddin Rumi'nin dediği gibi: "Öldükten sonra mezarlarımızı yerde aramayacağız, gönüllerimiz âlimlerin gönüllerindedir."

Mammed Araz, hakikatin ışığıyla boyanmış bir hakikat şairiydi... Şair, "Vasiyyet" şiirinde şöyle yazar:

Kitabımı siyah bir ciltte bastırın,
Benden sonra
Koyu siyah.
Ama adımı kazıyın
Oraya süt rengiyle.
Daha ne diyeyim,
Bırakın
Kara toprakta
Ufuklara doğru giden beyaz bir yol gibi olayım.

Kara toprakta ufka doğru uzanan beyaz bir yola dönüşen Mammad Araz şiirinin faziletleri hakkında çok şey söylenecek ve yazılacak. Denizden bir damla örneğinde sadece bir noktaya değinmek istiyorum. Mammad Araz şiirinde, konunun zenginliği tek bir yapısal bütünlüğe dayanır. Bu bütünlük, şairin "dengesinin" doğru tarafta olmasından kaynaklanır. Okuyucuyu psikolojik ataletten sarsar, kendi şiirsel inancını -mesleğin inancını- aşılar. Mammad Araz'ın şiiri, bizi Yüce Söz'ün şiirsel konumunda duyguların zirvesine taşıyan eşsiz bir dünyadır. Bu dünyayı yaratan şairin kendisi, dünyaya Azerbaycan dünyasından bakar:

Azərbaycan – qayalarda bitən bir çiçək,
Azərbayan – çiçəklərin içində qaya.
Mənim könlüm bu torpağı vəsf eləyərək,
Azərbaycan dünyasından baxır dünyaya.

Azerbaycan halkının yetenekli evladı, Halk Şairi, ona kelimesi kelimesine, satırı satırına bakıyor. (Sadece fermanla verilen ödülle, fahri unvanla değil, aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla Halk Şairi olarak)

Sanatsal düşüncenin taşıyıcılarından I. Y. Franco'nun "Büyük şairler halkın vicdanıdır" sözü, unutulmaz bir edebiyatçı olan Mammad Araz'ın kişiliğini ve şiirini çok iyi anlatıyor. Duygularıma içten ve merhem olan şiirleriyle Mammad Araz'ı, dünyayı "kendisi gibi" okşayan sözcükler katmanına sokmaya çalışıyorum. Çağdaş edebiyatımızın şiirsel takımyıldızı - sözcükler galaksimiz - hakkında 1994'te yazdığım "Kelime katmanı tazeleniyor" şiirim, Üstadımın anısıyla birlikte bir kez daha dizelerini hafızamda bırakıyor:

Zaman məkan üstündə çapırdır öz atını,
Dolayıb biləyinə dünyanın damarını.
Məmməd Araz kəlməsi təzələr söz qatını,
Dünyaya özü kimi çəkəndə tumarını.

Aqil sözü-haqq sözü, haqqın olar bir üzü,
“Ağızda dil sümüksüz, amma sümük sındırar”.
Görəndə bir biçimdə naşı əyriylə düzü,
Kor gözlərə şairin sözü çıraq yandırar.

Dünya dəyirman daşı, hərləndikcə hikkəli,
Üyütsə neçə kərə, unu olmaz kəpəksiz.
“Bir zərrənin işığı milyonlara şərikli”,
Nə qədər ki, işıq var, olmayacaq şəriksiz.

“Dünya sənin” deyəndə, dünya mənim deyənlər
Yanıldı gümanında duyğusuz, daş ürəklər.
Dünyanı evi bilsə bu dünyaya gələnlər,
Dünyamızı bəzəyər, açar güllər-çiçəklər.

O “iti bazarında atından baha dünya”
“...Taleyin oyununda” neçə kərə kəm oldu.
Arazın axarını kəsdi “xırsız əjdaha”,
Ürəklər qübarlandı, gözün payı nəm oldu.

Misqal-misqal o nəmi ürəyinin istisi
Qurutmağa çalışdı, özü yandı, alışdı.
Araz keçdi özündən, doğdu coşmaq həvəsi,
Qovuşdular - gur Araz nur Araza qarışdı...
Вернуться назад